
Haliç Tersanesi'nin Dönüşümü WAF 2012
Haliç Tersanesi
Haliç’in kıyısında, Atatürk Köprüsü’nün yanında bulunan Haliç Tersanesi, 1455’te, İstanbul’un fethinin ardından, Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulmuştur. Yirminci yüzyılın sonlarında, Haliç’i temizleme ve iyileştirme projesi kapsamında, Haliç çevresinde, endüstri işlevini kaybetmeden kalabilmiş son alanlardan birisidir. Kapasitesi epey düşürülmüş ve işlevlerinin çoğu başka yerlere taşınmış olsa da, çevresindeki endüstri yapıları kapatılıp, farklı kültürel işlevler kazandırılırken, Haliç Tersanesi, tersane işlevini sürdürmeye devam etmiştir. Günümüzde yalnızca tamir işleri için kullanılan alan, halen işlemekte olan en eski tersane olma özelliğini korumakta. Osmanlı denizcilik geleneğinin ve İstanbul endüstri mirasının en önemli sembollerinden birisi.
Bütün bu özelliklerinin yanı sıra, tersane, şehir içindeki merkezi konumu nedeniyle de çok büyük bir kamusal potansiyele sahip. Uzun yıllar boyunca tersane işlevi sebebiyle çevresindeki şeylerden soyutlanmış bu alan, kamusal bir mekana dönüştürülerek Haliç kıyısında kentsel bir odak noktası haline getirilebilir. Kendisini çevreleyen Taksim ve Galata gibi kentsel odak noktalarıyla beraber sürekli canlı olan kentsel ağın bir parçası olabilir. Yeni yapılacak metro durağı ve köprüsüyle de önemli bir ulaşım olanağına sahip olacak ve bir odak noktası olma özelliği artacaktır. Çevredeki düşük gelir seviyesine sahip bölgeler için de, sunacağı sosyal olanaklar (spor, müzik, tiyatro, workshop, sinema) aracılığıyla bir fırsat yaratmayı amaçlar.
Tersane İşlevinin Korunması
Daha önce bahsedildiği gibi tersane İstanbul endüstri mirasının en önemli sembollerinden birisidir. Kamusal bir alana dönüştürme sürecinde de en önemli mesele bu endüstri mirasının nasıl korunacağıdır. Etrafındaki endüstri alanları kimliklerini kaybederken, tersane kimliğini, işlevini nasıl koruyabilir?
Tersane işlevi korunacaksa alanın kamusal işlevi tersanenin işlevine göre şekillenmelidir. Kamusal alan, tersanenin değişen işlevlerine, havuzların kullanımına göre sürekli yer değiştirebilmeli ve esnek olabilmeli, havuzlardan biri kullanılırken diğer alanlar kamusal bir alan haline gelmelidir. Kamusal alanlar sürekli bir değişim içinde olmalıdır.
Belirli ölçülerde birimler tasarlanır. Bu birimler bir araya gelerek; tuvalet, yeme-içme, workshop gibi aktiviteleri içeren mekanları oluştururlar. Bu birimler, alanın zaten sahip olduğu bir potansiyeli kullanarak tersanenin işlevlerine göre yer değiştirir, tekrar kurulurlar. İhtiyaçlara göre yüzen birimler bir araya gelerek yüzen sahneleri ya da kızakların olduğu bölgede bir sinema perdesi oluştururlar. Yüzen bir tamir atölyesi ise tersanenin işlevine göre havuzlar arasında dolaşır.
Kullanılmayan havuzlar boşaltılarak açık hava sergilerine ya da dolu haldeyken yüzen sahneler aracılığıyla bir gösteri alanına dönüştürülebilir. Kullanılmayan kızaklar ise, açık hava sineması olarak kullanılır.
Kentten Soyutlanmış Alan
Böylesine soyutlanmış bir alanı kamusal bir odak noktasına çevirebilmek için öncelikle bu alan ve kent arasındaki sınırları olabildiğince geçirgen hale getirmek gerekir. Bu endüstri alanı kamuya açılmalıdır.
Tersane ve kenti ayıran istinat duvarları her yönden delinir, olabildiğince geçirgen bir yüzey haline getirilir. Duvarın çevresinde bulunan yeşil alanların düzenlenmesiyle kentli alana çekilir. Yapılması planlanan yeni metro köprüsü ve durağı ile tersane alanı arasında bir bağlantı da alanın çekiciliğini arttırmak için hayati öneme sahiptir. Metro durağının yapılacağı alan ile tersaneyi ayıran Atatürk Köprüsü’nün altından bir bağlantı yaratılır.
Restorasyon
Kapasitesi ve iş yoğunluğu düşürülmüş tersanenin işlevleri bir kaç mevcut tarihi binada yoğunlaştırılır. Kalan nitelikli endüstri yapıları restore edilerek, yapıların içlerindeki vinçlerin de kullanılabileceği esnek sergi alanlarına dönüştürülür. Yapıları çevreleyen niteliksiz ve kullanılmayan ekler yıkılır, kamusal aktivitelere yer açılır.
Tarih: Ekim 2012
Program: Rekreasyon Alanları, Dönüşüm Projesi, Kültür Merkezi
İnşaat Alanı: 69.810 m2
İşveren: Fikir Projesi
Yer: İstanbul, Türkiye
Tasarım: Ferruh Barış Türe, Ali Bayramer, Emre Sinan Sayın, Oğan Uçar
Durum: World Architecture Festival 2012 - Yarışma
Ödül: 2. Ödül
